• bir sevgi soysal kitabı. bir gün boyunca ankarada üç gencin yaşamından bir kesit anlatılır.
  • birbirleriyle bir vesileyle karşılaşan karakterlerin hikayelerini güzel bir kurgu ile anlatır. özellikle karakterlerin dağılımı etkileyicidir.
  • yenişehirde bir öğle vakti genç yaşta kansere yenik düşen sevgi soysal'ın 3. kitabıdır. kitap modern bir romandır, bir kavağın (kavak burada sistemi temsil eden bir metafordur ve kökleri çürüdüğü için düşmektedir) düşmesi üzerine kurgulanmış olan kitap kavağın düşüşü gibi bir bir buçuk saatlik bir olay esnasında orada olan insanların karakterlerine ve düşünce yapılarına eğilerek bize 60ların sonu yada 70lerin başında bir ankara portresi çizmektedir.kitapta gerek tiplemeleri seçmekte olsun gerekse onların gözünden dünyaya bakış açısı yönünden yazarın ustalığı gözlenebilmektedir.kitapta olcay (sistemi sorgulayan ve ailesinin sevgisiszlik duvarı dışına çıkmayı arayan ve bu süreç içinde büyük bir değişim uğrayan karakter) hariç bütün kişiler tiplemedir ve hepsini bir araya getirdiğimiz zaman o zaman türkiyede varolan hemen hemen her tür insana karşılık gelebilecek bir tip bulmak mümkündür. yazıdaki tüm tiplemelerin dünyaya bakış açısı ve çözüm önerileri birbirinden farklıdır. yazıdan çıkarabildiğim tek sonuç çökmekte olan sistemin işleyişi ve çözümü çoğu tiplemenin düşündüğü gibi kolay ve zahmetsiz değil tam tersine çok karmakarışık ve kendi içinde çelişkilerle doludur. olcay (zengin burjuvanın sevigsizlik duvarı içinde etişmekte olan ve bu duvarı aşabilmek için birçok yol deneyen ve bunların sonucu değişime uğrayan ve dünyayı sorgulayan karakter) hariç kitaptaki tüm kişilerin tip olduğu ve bu tüplerin o dönemin ankarasının %90ından fazlası ile özdeşleştirilebilecek niteliklere sahip olduğundan dolayı o zamnların genel bir portresinide verebilmiş ve okunmasını şiddetle tavsiye ettiğim değerli bilgi hazinesi.
  • 1971 oncesi ankara'sini degisik karakterleri teker teker bulusturarak bir karakterin oykusunun bittigi yerden diger bir karakterin oykusune baglayarak anlatan sevgi soysal, cokmeye baslayan sistemi dogrudan dikteci bir tavir izleyerek degil de sorgulayarak bulmamizi saglayan bir dille ve boylellikle de asla sikici olmayan bir bicimde aktarmistir. 1974 yilinda yazilmasina ragmen gunumuzde hala ilgincligini koruyabilen bir eserdir. ayrica edebiyatimizda bu kadar kisa bir zaman dilimi icin yazilan ilk romanlardan biri olmasi ozelligi onu dinamik bir roman yapmistir.
  • süpermarketteki bisküvilere "bunu almiyim da bilmemne hanimin gününde denerim, güzelse alirim" diyerek bakan kötü ruhlu teyzenin 10 küsur senedir beynime kazınmasının sebebi enfes anlatım teknikli kitaptir. klasik tiyatro gibi her sey bi günde, hatta bi ögle vaktinde gecer, o kadar insan o kadar profil, ve o kadar 70 türkiyesinde insan gercegi olgusundan sapilmadan, agir yemegin üzerine yenen en hafif sufle gibi leziz bir romandi bu, tadı damağımda.
  • sevgi soysal'ın özellikle toplumdaki namus anlayışı, yalnızlık, devrim, siyaset, eşitsizlik, utanç gibi konulara değiniği, bu temaları birleştirmek için sembolleştirdiği karakterlerden ve bu karakterlerin başlarından geçen olaylardan yararlandığı, bir cok eleştirmen tarafından bütünlük içinde olmadığı gerekçesiyle eleştirilmiş eseri. çok iyi tanışmayan ama bir şekilde yolları kesişen ve kitabın sonunda aynı ortamda (kavak ağacı ve mrs. dalloway'in partisi) birleşen insanlar, kopuk görünen hikayeler ve sembolik olarak zarar gören karakter (septimus ve kapıcı mevlüt) nedeniyle mrs. dalloway'e benzettiğim, içinden hangi karakter veya olay çıkarılırsa çıkarılsın, mantıksal bir topallık oluşacağından, hassas bir dengesinin olduğuna inandığım akıcı ve güzel kitap.
  • son dönemde okuduğum pek çok kitaptan sonra ilaç gibi gelmiş nefis eserdir. nihayet kitap okudum diyebiliyorum sayesinde. dolu dolu her sayfası, harika bir uslubu var. tam hayal ettiğim gibi geçişler, insanların öyküleri, teğet geçiyor, bazen de kesişiveriyor. pinpon topu gibi ya da elden ele gezen gül gibi hayatlar. vurucu cümleler, etkileyici tanımlamalar ve gerçekçilik, yaşamın tam merkezinden.

    buket uzuner'den her fırsatta okunması gerektiğini duyardım bu kitabı, hep aklımdaydı, nihayet fırsatını buldum, denk düşürdüm, okuduğum için mutluyum, bitirdiğim içinse üzgün. teşekkürler sevgi soysal, nur içinde yat.
  • ankara'nın karasal havasından kesişen hayatlar, keyifli dil, zweig vari karakter analizleri, bir arkeologun yüzey toprağını alıp, dönem dönem araştırmasını edebiyatına yansıtması.
    toprağı ve okuyanı bol olsun!
  • sakin grubundan canim onur ozdemirin ' ask bir kaza dedin, bizse sag kurtulduk ' diyerek sarki sozu olarak uyarladigi sozleri barindiran sevgi soysal kitabi.
  • bambaşka kişileri dillendirmesi, her "kes"i ayrı ayrı ele alıp onları kendi ağızlarından anlatma yetisi her benim diyenin yapabileceği bir durum değildir. bu elif şafak'ın son aşk'ında da gözlemlenmiştir.
hesabın var mı? giriş yap